AYTEN ALKAŞI'nın KALEMİNDEN admin

Tarih: 03.10.2025 10:21

“Bir Türkü, Bir Lider, Bir Vefa: Hoş Gelişler Ola Paşa”

Facebook Twitter Linked-in

Bazı türküler vardır, yalnızca bir ezgi değildir; milletin kalbinden kopup gelen bir saygı duruşudur. “Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa” da işte tam böyle bir türkü… Ne sadece bir karşılamadır ne de törensel bir marş. Bu eser, Doğu’nun sessiz ama onurlu sesidir; Kars’ın, Ardahan’ın, Sarıkamış’ın yüreğinden taşan minnetin ezgiye dönüşmüş halidir.

Atatürk’ün 1924’te Kars’a gelişi, bir coğrafyaya moral, bir halka güven, bir vatana yeni bir başlangıç olmuştu. Şehir henüz savaşın yorgunluğunu üzerinden atamamış, ama umutla yeniden ayağa kalkmaya çalışıyordu. İşte o gün, binlerce insan meydanlara aktı. Davullar vuruldu, halaylar çekildi, çocuklar ellerinde bayraklarla koşuşturdu. Ve o kalabalığın içinden yükselen sözler tarihe kazındı:
“Hoş gelişler ola, Mustafa Kemal Paşa!”

Bu sözler önce ağızdan ağıza yayıldı, sonra dizelere, nihayetinde türküye dönüştü. O kadar benimsendi ki, Doğu’nun dağlarında yankılandı; bir karşılama değil, bir bağlılık ifadesi oldu.

Ama hikâyenin bir de bilinmeyen yüzü var…

Bu türküyü kaleme alan kişi, devlet tarafından kendisine verilen ödül niteliğindeki çeki hiçbir zaman bozdurmadı. Gururundan mı, vefadan mı, mütevazılık mı dersiniz; belki hepsinden biraz. Yıllar sonra yoksulluk içinde hayata veda ettiğinde cebinde üç beş kuruş bile yoktu ama o çek hâlâ duruyordu. Ona “sen bu millete unutturulmaz bir eser verdin” diyen devlet, aslında değerini vermişti, fakat o, “Bu türkü millete yazıldı, para için değil” diyerek ödülü eline alıp cebine koymakla yetinmişti.

Bu hikâye, bize çok şey anlatıyor. Anadolu’da vatan sevgisi çoğu zaman imza istemez, makbuzla ölçülmez, banka cüzdanıyla ilgilenmez. Kimi zaman bir destanda, kimi zaman bir kilim motifinde, kimi zaman da böyle bir türkünün suskun sahibinde karşımıza çıkar.

Bugün “Hoş gelişler ola”yı her duyduğumuzda sadece Atatürk’ün Kars’a gelişini değil; onu karşılayan yoksul ama yürekli insanları, türküsünü paraya çevirmeye tenezzül etmeyen onurlu ozanı da hatırlamalıyız. Çünkü bazı sesler, sesi çıkarandan çok daha uzun yaşar. Ve bazı insanlar vardır; adını bilmeyiz ama bıraktığını unutturmayız.

Ayten Alkaşı/Balkan Birikim


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —