Tarih: 08.04.2024 22:16

Hançerli ve Biliç: Yarının Kahramanları

Facebook Twitter Linked-in

Tarih 2019. Türkiye yerel seçim havasına girmiş, başkan adayları da ufaktan şekillenmeye başlamıştı. Sokaktaki sohbetlerde konu hiç değişmiyordu: siyasi dedikodular. Meraklı sorularla seçim anketi bile yapabilirdiniz. 

Avcılar Belediye Başkanlığı için siyasetle ilgili çoğu kişiye ters köşe yaptıran, gündemde olmayan bir isim gösterilmişti: Turan Hançerli. 

Peki kimdi Hançerli? Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde engelliler ve dezavantajlı gruplar için yaptığı çalışmalar, verdiği hukuki mücadeleler ve ‘Çorlu Tren Kazası’ gibi toplumsal davalarda mağdur olan vatandaşlar için üstlendiği gönüllü avukatlıkla şimdiki zamanda yabancısı olduğumuz insani değerlere değer verenbir başkan adayı.

2019 yerel seçimlerinde Avcılar Belediye Başkanlığını farkla kazanan Hançerli, görev yaptığı dört yıllık süreçte yaptıklarıyla, Avcılarlılarınilerde minnetle anacağı bir hizmet pratiği bırakmıştı. 

Turan Hançerli’nin belediye başkanlığı ile SlavenBiliç’in Beşiktaş’ın teknik direktörlük serüveni arasında ilginç bir benzerlik, örnek bir başarı hikayesi var. Biliç de Hançerli de göreve geldiklerinde enkaz devralmışlardı. Ama ikisi de bu enkazın altından güçlü bir şekilde çıkıp iz bırakarak ayrıldılar. 

Biliç göreve gelir gelmez stadı bile olmayan, sportif başarıya hasret olan, nitelikli oyuncu grubunun olmadığı, borç içindeki Beşiktaş kulübünü ayağa kaldırmak için “Feda” sezonunu yükseliş sezonuna çevirmişti. Uygulanan planla takım ligi iki sezonda da  3. Sırada bitirdi. Hem de ilk kez forma şansı verdiği takımın gençlerinin futbolunu alkışlatarak. Beşiktaş, sonraki sezonda Avrupa’da Liverpool’u  elese de ligde şampiyon olamadığı için Biliç ile yolları ayrılır. Başarılı sayılmazsa da ayrılırken geride savaşçı, elindeki kısıtlı imkanlara rağmen sahada kendi futbol mantalitesini oturtmuş bir takım bıraktı.

Aynı şekilde Turan Hançerli de başkanlık koltuğuna geçtiğinde,Avcılar Belediyesi Beşiktaş’ın çalkantılı sezonundan farksızdı. Belediye 6-7 aydır düzenli olarak maaşlarını almayan personeli ile bataklıkta hareketsiz, öylece kaderine terk edilmiştir. Mali durum ve insan kaynağı açısından S.O.S veren, büyük denizin ortasında imdat fişeğini fırlatmış kurtarıcı bekleyen bir gemiyi devraldığının farkında olan Hançerli, zorluğa, zayıflığa, umutsuzluğa karşı hırslı, çalışkan, coşkulu hissediyordu kendisini.

İktidarın koyduğu bariyerler, çıkardığı engellerin haddi hesabının olmadığı bir atmosferde işe başlamıştı Hançerli. Maruz kaldığı önyargılı bakışları zerre umursamayan tavrıyla çevresindeki meraklı topluluğa ilk hayat dersini vermişti:  “Ben burayı kollarımla değil beynimle yöneteceğim”

İnsanlığın utanç vesikaları kitabına girecek, korkakça fısıltılarla sarf edilen “Kolları yok nasıl selamlaşacak” cümlesi kızgın katran gibi can yakıyordu. 

Bir deprem kentinin yöneticisi olduğunun sorumluluğuyla, ilk iş olarak depreme dayanıklı kentler inşa etmek için kentsel dönüşüm projelerini önceliğine alarak insan hayatına verdiği değeri gösteriyordu. 

Türkiye’de basının çokta üzerinde durmadığı, iktidarın ve sivil toplum kuruluşlarının ise önem sırasında yer almayan Kentsel Dönüşüm meselesinin aciliyet ve önemine vurgu yapıyordu. Halkın da gündemine girmesi için ulusal ve uluslararası kuruluşlara ulaşarak sesini duyurmaya çalışıyordu. Bütün bu çabanın karşısında aşama kaydetmiş, vatandaşa cesaret ve güven verecek belli kazanımlar elde etmişti. Türkiye’nin deprem gerçeği ve çözüm önerileri Birleşmiş Miller kürsüsünde bile konuşuluyordu artık.Avukat kimliğiyle yaptıklarını şimdi belediye başkanı olarak yapıyordu.İnsanların hayatlarına dokunuyor, mağdur edilenin, zorda bırakılanın, çaresizliğe itilenin hakkını savunuyordu.

Kısmı eleştiriler alsa da başarılı bir dönem geçiren Hançerli, yeniden aday gösterilmediğinde şöyle sesleniyordu Avcılarlı hemşerilerine “Ben belediye başkanlığım süresince elimden geleni yaptım ve yaptıklarımla ülkenin en iyi belediye başkanı olduğumu düşünüyorum.”

Aradan yıllar geçse de Beşiktaş her zora girdiğinde nasıl ki Biliç minnetle anılıyor ve yeniden göreve getirilmesi için taraftarın bir desteği ve talebi oluyorsa Hançerli de modern, yenilikçi, çağdaş hizmetleri,icraatları, öncelikleri ve insanı esas alan siyasetiyle yıllar sonra şükranla anılacaktır.

İşte yolcusu olduğumuz Avcılar gemisi de ne zaman ki dev dalgalar ve fırtınalar karşısında çaresiz kalır ve kendini kadere teslim ederse, O anda gecenin karanlığında Avcıların geleceği için emek veren,inşa eden O rehberin aydınlık yüzü yolumuzu aydınlatıp bizi bu karanlıktan çıkararak karaya ulaştıracaktır.

Umutsuzluğun dipsiz kuyusundan elinde meşale ile çıkarak karanlığın kader, aydınlığın uzak olmadığını bize hatırlatanlarla uçsuz bucaksız, sınırsız bir dünyayı keşfe çıkıyoruz.

Sokakta karşılaştığı, parkta gördüğü engellinin, yaşlının, çocukların hislerini, gözlerini, içlerini okuyan, yüreğini dokunan daha çok insanla karşılaşmak ümidiyle güle güle başkan.

Yüzlerindeki mutsuzluğu dert ettiğin engelli çocuklar soruyor: “Yaşadığımız küçük bir mutluluğu neden çok gördüler?”

Azad AKTÜRK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —