Irmaklar Market
  • BIST 100

    14021,84%-1,14
  • DOLAR

    42,93% 0,07
  • EURO

    50,62% 0,14
  • GRAM ALTIN

    6041,16% -3,34
  • Ç. ALTIN

    9839,57% -2,66

Köyünün kaderini değiştiren İlhan Koçulu.

Köyde yılda 200 ton gravyer peyniri üretiliyor. Gravyerın üretildiği tek köyüz. Ayrıca 250 ton eski kaşar, 200 tonun üzerinde de et üretiyoruz, ülke ekonomisine katkı olarak.

İş Dünyası 18.12.2025 23:27:00 0
Köyünün kaderini değiştiren İlhan Koçulu.

Peynir yapımı, hamur, fide yetiştirme, gelenlerle evlerde oturma, ve şu anda köy 110 haneye çıktı. Daha da artacak. Hayvan varlığı 4 bin 300’e çıktı. Şimdi 7 tane onaylı mandıramız var.

 Köyde yılda 200 ton gravyer peyniri üretiliyor. Gravyerın üretildiği tek köyüz. Ayrıca 250 ton eski kaşar, 200 tonun üzerinde de et üretiyoruz, ülke ekonomisine katkı olarak.

Tarımda hep fiyat, girdiler, ithalat, dışa bağımlılık, iklim, su konularını konuşuyoruz. Yaşanan sorunlara çözüm bulmaya çalışıyoruz. Fakat, gelinen noktada üretici, alıcı, sanayici, ihracatçı, tüketici hiç kimse memnun değil. Niye böyle oldu? Nerde yanlış yaptık? Yapılan hatalardan geri dönüş var mı?

Tarım Dünyası yazarı Ali Ekber Yıdırım’ın makalesi:

Kendi adıma hep umutlu oldum. Ülkenin sahip olduğu tarım potansiyeli doğru değerlendirildiğinde, sorundan çok, büyük bir zenginlik elde edildiğini bildiğim için umutluyum. Mustafa Kemal Atatürk’ün tarım konusundaki çalışmaları, çabaları bize bunun mümkün olduğunu gösterdi. Ne zaman ki O’nun yolu terk edildi ve dışarıdan reçeteler uygulanmaya başlandı, ülke sorunlar yumağına döndü.

Anadolu’da, Trakya’da, ülkenin farklı yerlerindeki başarı hikayeleri bana çok umut veriyor. O başarı hikayelerinden birisi de İlhan Koçulu’nun öncülüğünde, Kars’ın 2400 metre rakımdaki Boğatepe Köyü’nde yaşandı.

Bursa Orhangazi’de 4-5 Aralık’ta Hektaş Farm tesislerinde düzenlenen Çiftlik Zirvesi/Global Farm Summit’teki konuşmacılardan birisi de İlhan Koçulu’ydu. Mera hayvancılığının sürdürülebilirliğini ve köyünün değişim öyküsünü anlattı. İlhan Koçulu’nun çabaları ile köylünün kaderinin nasıl değiştiğini, tarımsal potansiyelin nasıl zenginliğe dönüştürüldüğünü, kendi kaynaklarımızla daha sağlıklı gıdaların nasıl üretildiğine sizde tanık olacaksınız. O konuşmanın geniş bir özetini paylaşıyorum.

200 yıllık çoban bir ailenin 4. kuşak peynir ustası

“Ben İlhan Koçulu. Kars’ın Boğatepe Köyü’nde, bilinen yaklaşık olarak 150 yıl peynircilik, 200 yıldır da çobanlık yapan bir ailenin 4. kuşak peynir ustasıyım.

Burada çiftçi arkadaşlar var, hayvancılık yapıyorlar. Onlarla bizim çobanlığımız arasında bir fark var. Biz hayvanlarımızı 5-6 ay meralarda besliyoruz. Sonra da ahırda beslediğimiz 5-6 ayın yeminin yüzde 80’nini kendimiz üretiyoruz. Onun için biz çoban yada rençberiz. Siz, tel örgülerle çevrilmiş bir alanda bu işi yaptığınız için siz çiftçisiniz. Sizi çobanlığa davet ediyorum. Eğer düşük maliyetli, düşük girdili gıda üretmek istiyorsanız bizim modelimizi ya da insanlık tarihinin geliştirdiği en büyük uygarlık olan tarım uygarlığının bu modelini iyi anlamak gerekiyor.

Boğatepe Köyü, Kars’ın kuzey batısında 2 bin 400 metre rakımda, 2 bin 800 metrede de meraları olan bir köy. 1970’te 215 hane, 10 bin büyük hayvanın olduğu, 30 tane irili ufaklı mandıranın yani ürettiği sütü mamul ürüne dönüştürüp pazara kavuşturan işletmenin olduğu bir yerdi.

Köyler neden boşaldı?

Ben 1999’da köye dönmek zorunda kaldım. Nasıl dönmek zorunda kaldım? Şimdi hepimiz Osmanlı’nın takipçisi bir devletin bir topluluğun mirasçılarıyız. Toprak, mülk devletindir. Onun için analarımızın hafızası, ailelerimizin hafızası şöyle oluştu. Oku, git devlet kapısında görev al. Ya da git bir yerde çalış, köyden kurtul. Sonra Cumhuriyet toprakları verdi bize. Tapuları koyduk cebimize. Ama o bilinçaltı hala gitmemiş. Dün burada bir genç çiftçi hala diyor “babam dedi oğlum çiftlikten uzak dur” diye. Dinlerken anamı duymuş gibi oldum. Anam “aman git” derdi. O bakış açısı şu sonucu doğurdu. Bakın 1970’te 215 hane olan köyümüz 63 haneye indi. Köy 63 haneye inerken bir de küresel gıda politikalarının hükümet politikalarıyla örtüşmesinin de etkisi vardı.

Gıda rızıktı, metaya dönüştü

Şimdi gıda, bizim inancımıza göre her canlı rızkıyla doğar. Gıda rızıktı. Ama gıda küresel bir bakış açısıyla ekonomik bir değere, metaya dönüştü. Gıda metaya dönüşünce köylerin boşaltılması gerekiyordu. Gıdayı üreten aktörlerin değişmesi gerekiyordu.

Gıdayı üreten aktörler değiştikçe, gıda metaya dönüştükçe, girdisi yüksek gıda üretimi süreçleri başladıkça, yeni sektörler gıdanın üzerinde çevresinde oluşmaya başladı.

Ben demin dedim 150 yıllık peynir üreticisi bir ailenin 4.kuşak çocuğuyum. Bizde 1 kilo peynirde süt maliyeti yüzde 83, işçilik, taşıma şu, bu diğerleri yüzde 17 idi. Biz, 5 ay 6 ay meralardan yararlanıyorduk. Yazın topluyorduk arazide, ki biz yine öyleyiz. Yazın ekip, biçip topluyoruz. Hayvana yedirdiğimiz yemin yüzde 90’ını kendimiz tedarik ediyoruz. Sadece yüzde 10 dışarıdan alıyoruz.

İnek başına 1400-1500 dolar kazanıyoruz

Benim ineklerim 500 kilosunu danaya ayırsak kaçağa ayırsak bana 1,5 ton süt veriyor. Yani 2 ton süt üretiyor. 500 kilosunu danaya veriyor. 2 ton süt bir tane dana, ve bende 500 hayvan var. 150, 150 tane sağmal. Dün burada süt fiyatını, maliyetleri hesaplayan hocamın verilerine baktık. Bize hiç uymuyor. Bizim1400, 1500 dolar inek başı yıllık gelirimiz var. Çünkü girdilerimiz düşük. Göbeğimizden toprağımıza, meramıza bağlıyız. Göbeğimizden girdi ekonomisine bağlı değiliz.

Dolarla girdisi olan bizde tek ilaçtır. Bu ilaç da hemen burada bir müsteşar bey oturuyordu. Keşke gitmeseydi. Onların döneminde başlayan ithalatla her grupla sürekli bir hastalık geldi. Sürekli hastalıklar geldi. O hastalıklar gelmeden önce bizim ineğimiz doğurdu mu 15 gün yavruyu ananın yanında tutuyorduk ki ana yavrusuyla iyi bir şey olsun, süreç başlatsın. Şimdi dün hoca diyor ki inek doğurduktan sonra bir saat içinde yavruyu ayır. Ya nasıl ayırayım ben yavruyu bir saat içerisinde?

Buzağıyı ayır ve kulübeye koy deniliyor. Eee kulübe demek yeni bir girdi demek. Yani bunların hepsi üstü üstüne toplanıyor, süt maliyetine, peynir maliyetine, şuna buna ekleniyor. Ondan sonra tüketiciye fiyatlar çok yüksek geliyor.

Yüksek girdili tarım köyü boşaltıyor

Bizim gibi çobanların, rençberlerin ürettiği ürünlerin maliyetleri daha aşağıda iken girdisi yüksek tarıma döndü mü köyler boşalıyor. Boşaltılma nedeni bu. Hane sayısı bunun için 63’e düştü.

Bu 63’ü nasıl değiştiririz? 2000 yılında köye gitmek zorunda kaldım. Gittim köyde kaldım. Borcum vardı, çok da seviyordum. Kime borcum vardı? O araziye, o taşa, o dağa, o topraklara borcum vardı. Orada yaşayan insanlara borcum vardı. Peyniri, peynir ustalığını da çok seviyordum.

Onu yapacağım da köyün kapasitesi yetmiyor. Köydeki 50 işletmeyle, 50 çiftçiyle hiçbir şey yapamazsın. Biz 100 kilometre çaptaki 10 köy ile bir yola çıktık. Bu köylerin iki tanesi 2 bin 400 metre rakım, diğerleri 1400 ile 1800 metre rakım arasında. Bir grup hayvansal yemler, gıdalar üretecek. Bir grup da hayvancılık yapacak. Onlar kendi aralarında bir dayanışma oluşturacaklar. Bu amaçla yola çıktık.

Yerel tohumlara döndük

Yerel tohumlar alıyoruz. Tohum yine ziraatta, zirai üretimlerde en büyük girdilerden birisidir arkadaşlar. Onun için bölgeye uyumlu yerel tohumlarımızın peşinde koştuk. Sonra bu konularda sürekli köylerde toplantı yaptık. Yaklaşık 20 köy seçtik. O, 20 köyde 2 yıl toplantılar yaptık. 2 yıldan sonra 10 köy ile birlikte yürüme kararı aldık.

Bakın burada kavılca diye bir tohum var. Kapçıklı bir buğday. Kurak iklim tohumudur. Antik bir buğdaydır. Tohumluk ayırma kültürünü unutmuştuk. Giderek de unutuyoruz. Yaşlılardan tohumluk ayırma kültürünü edindik. Ortak makine, ortak ekipman kullanımıyla tohumlarda verimliliği artırma amacıyla 10 köyde kullandık. Bir tane makine aldık 10 köyde kullandık. Ama şu anda her köyde bir tane var. O köyler tohumlarını kendileri ayrılıyorlar, kendi topraklarında. Ayrıca 2-3 yılda bir de komşu köylerde tohumu takas ediyorlar. Bu girdiyi azaltıyor.

“Bizde olmaz”ı tersine çevirdik

Dün hani Ahmet Şerif İzgören diyordu ya köye gider anlatırsın “Aa bizim köyde olmaz” derler. O “bizde olmaz”ı tersine çevirdik biz. Nasıl tersine çevirdik?

Bir kez güven vereceksin. Kooperatif kurduk dediler bizi dolandıracaksınız. Dernek kurduk, sizin derneğiniz dediler. Derneği onlara kurdurduk, bizim dernek oldu. Sonra eğitime, bilgiye ulaşmalarını sağladık. Burada o eğitimlerle ilgili kadınlı, erkekli, iletişim eğitimi, ne bileyim yogası, organik tarım eğitimi, şifalı bitkiler. Bunların toplanması, kurutulması, kullanımı, ilk önce kendileri için, ondan sonra satışa yöneldiler.

Bu ,ürünleri değerlendirmek için bir makine alacağız, 70 bin Avro dediler. Biz 70 bin Avroyu bir arada görmedik hiç. Sonra köydeki mühendisleri, bu batıda çalışan mühendisleri topladım. Onlar geldi, Balıkesir’de vardı bir tane. Oradan modelini aldılar. Kendileri Adapazarı’nda yaptı, gönderdiler, 11 bin liraya mal oldu bize. Vallahi yaklaşık 17-18 yıldır da çok iyi kullanıyoruz.Hiç bir sıkıntı yok.

Köye aidiyeti sağlayarak göçü önledik

Sonra 2400 rakımdayız ya. Göçü tetikleyen nedenlere bakıyorsun köydeki hane sayısı 200’den nasıl 65’e düşmüşüz, 55’e düşmüşüz? Aidiyet yok. Allah’ın dağındayız, 2 metre karın altındayız ve 6 ay kış, 6 ay yaz. Aidiyet yok. Aidiyeti geliştirebilmek için ilk önce ne yaptım biliyor musunuz? Hep şöyle diyorlardı; “”ya siz İstanbul’dasınız, hanımlarınızın tırnağı ojeli, dudağı boyalı. Siz oralarda gezip tozuyorsunuz. Biz burada hayvanın içinde, karın kışın altında mahvolduk.”

Göçü tetikleyen kadındır köylerde. Bunu iyi bilin. Ben onları aldım şehre götürdüm. Kışın birer hafta 10 gün şehirde hepimiz akrabayız ya. Akraba evlerinde akşam kadınların evlerinde misafir ettik. O dönem 2000’li yıllar, arabamız falan yok. Akşam evden eve geçirirken iş çıkışı saatlerine denk getirdim. 20 aileyi İstanbul’da misafir ettim. Döndüklerinde kendi aralarında biz burada cennette yaşıyoruz. Televizyonda görüldüğü gibi değili anladılar.

Sonra aidiyetlerini asıl geliştiririz? Sosyalleşmelerini nasıl yaparız? Bunların sosyalleşme sorunları var. En büyük sorunlarından birisi onları nasıl çözerize baktık. Şimdi örtü altı eğitimlerini aldıktan sonra burada sebze yetişiyormuş. Otun dışında sebze yetiştiğini gördüler. Bakın o eğitimler seralara dönüştü. Karbon ayak izi olmayan gıdalar Kars için. O çok ciddi bir yere geldi. Kars patatesini kendisi üretmeye başladı. Yeşilliğinin yüzde 30’unu kendisi üretmeye başladı.

Yerli ırklarla mera hayvancılığını geliştirdik

Biz, mera hayvancılığı yapıyoruz. Bizim hayvan ırklarımız. Zavot, Montofon ağırlıklı, Saha hastalıklarına uyumlu ve hayvan başı, inek başı 1400 dolar net para kazanıyoruz. O karagözlü Doğu Anadolu kırmızısı en sevdiğim hayvan. Çünkü en az girdi ile besleniyor. Anadolu kırmızısı 13 kilo su içiyor. Senede1.5 ton yemle bir yılı deviriyor. Holstein inek kaç kilo su içiyor? 80 ile 100 kilo arası. Kaç ton yem yiyor? Yılda 20-21 ton yem tüketiyor. Şimdi verimlilik tartışılıyor iki gündür.

Verimlilik için girdi ile çıktının arasındaki farka bakmak lazım. Benim elimde ne kalıyor? Ben ona ne verdim, ne aldım? Biz ne veriyoruz, ne alıyoruz? Bizim yerli ırklara ne versek üç katını bize geri veriyorlar.

Geleneksel peynirler için müze kuruldu

Bir tane müze kurduk. Eski bir peynir atölyemiz vardı. Onu müzeye dönüştürdük. Geleneksel peynirlerin yapımı ile ilgili eğitimler, onlara coğrafi işaret aldık. Slow Food’a katıldık. Presidium tescili aldık.

Köyümüzde benim de okuduğum bir okul vardı. Bu okul harap haldeydi. Bu okulu onardık. Köy öğretmeni müzesine dönüştürdük ve ciddi eğitimler, aktiviteler yaptık.

O sosyalleşmeyi sağlamak için de kırsal turizmi başlattık. Bu kırsal turizmin ismi ya da yapılma yöntemi “dayanışmacı turizm” olarak yapıyoruz. Evlerde barındırıyoruz. Gelenlerin tümü evlerde kalıyor. Köyde işletme yok.

Köye yılda 23 bin turist geliyor

Yıllık 23 bin turist geliyor, 12 bin kahvaltı var, 1.800 konaklama var, 2 bin – 2 bin 500 öğle ya da akşam yemeği var. Tümü evlerde. Bu evlerde yapılan bu işlemler bir müddet sonra siz geldiniz, evimde misafir oldunuz. Oradan hoşunuza giden ürünleri gittikten sonra benden aldığınız telefonla benimle de iletişime geçerek kargo ile istiyorsunuz. Şu anda Boğatepe köyünden her hafta cumartesi ve salı günü yurt içi kargo bir kamyon dolusu kargo çıkarıyor.

Bu, köy halkının hem sosyalleşmesini hem de turistlerden gelirler elde etmesini sağladı. Öğrencilerle yaz okulu gibi okullar yapıyoruz.

Peynir yapımı, hamur, fide yetiştirme, gelenlerle evlerde oturma, ve şu anda köy 110 haneye çıktı. Daha da artacak. Hayvan varlığı 4 bin 300’e çıktı. Şimdi 7 tane onaylı mandıramız var. Köyde yılda 200 ton gravyer peyniri üretiliyor. Gravyerın üretildiği tek köyüz arkadaşlar. Ayrıca 250 ton eski kaşar, 200 tonun üzerinde de et üretiyoruz, ülke ekonomisine katkı olarak.

Evet, biz doğanın sürdürülebilirliğini, yaşamın kendisi olduğuna inananlardanız. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Gıdanız, şifanız olsun. Girdisi düşük tarım hedefimiz olsun.”

Sevgili İlhan Koçulu’nun anlattıklarından alınacak çok dersler var. Anlayabilene.

Hasan OTHAN/Kars/Serhat Birikim

Sarıkamış Şehitleri Anma etkinliğinde tarihe yolculuk

Sakarya’da Sarıkamış Şehitleri Dualarla Anıldı

Kars’ın Sarıkamış ilçesinde Kristal karda buz banyosu

Sarıkamış Şehitleri, Kardan Heykellerle Yapımına Başlandı

SERHAT ŞEHRİ IĞDIR’DA YÖRESEL MUTFAK KÜLTÜRÜ: Coğrafya, Tarih ve Unutulmaya Yüz Tutan Lezzetler

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Ardahan’da Müze İncelemesi

Çıldırlı Öğrenci İl Birincisi Oldu

Kars Ticaret ve Sanayi Odası başkanı Kadir Bozan, Odamız tarihinde ilk kez Kağızman 'da bİr araya Geldi.

İYİ Parti Kars İl Başkanlığı Seçimleri Sonuçlandı

Erkan KOKALİ; Sarıkamış Kuşatma Harekatı 40 Yıllık İşgale Son Verecekti

Sarıkamış Kaymakamı Bütün Şehit yakılarını ve Vatandaşları Sarıkamış’a Davet etti.

Ergüller Mühendislik’te 20 yıllık tecrübe ve profesyonellik tek çatı altında

Başkan YILMAZ, Sarıkamış’ta Vatan İçin Bile Bile Ölüme Yürüyüştür

Hikmet ARAS, Sarıkamış Harekatı 40 Yıllık Esarete Son Verdi

ALADAĞ Yazdı; Sarıkamış Şehitleri Neden Çanakkale Gibi Anılmıyor?

Digor Dağpınarlılar 10 Ocakta İzmir’de Buluşacak

İstanbul Göle Derneği 24 Ocak KAZ Gecesi Yapacak

Ardahan Yalnızçam Hasköy Derneği’nden Kaz Gecesinde Buluşturdu.

Göle’de Kar Keyfi: Durancam Köyü Çocuklarının El Yapımı Kızak Eğlencesi

Koca Çınar Mahmut MURATOĞLU Hayatın Kaybetti

Ardahan’da özlemle beklenen kar yağışı, gece saatlerindeBaşladı

Yerelde Kadın Gücü Projesi Tamamlandı

Ardahan Milletvekili Kaan Koç, ameliyat oldu

Köylerde KADES farkındalığı artıyor

Kars'ta kar yağışına karşı karla mücadele çalışmaları aralıksız devam ediyor 27 köy yolu kapandı

Kars’ta Umre Yolcularına Kapsamlı Eğitim

Kars’a 40 Yeni Hekim Kadrosu

Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger

Bahattin KASKANSOY; Sarıkamış Dönüşü Olmayan Yolculuktur

ALİBEYOĞLU,  “90 Bin Şehit Unutulmaz Bir Kahramanlık destanı yazmıştır.

Yükleniyor

“SERKA Destekli İHA Projesi Başladı

Ardahan Bağdaşen Köyü Gazez’ye Yardım Elini Uzattı

Doğu Batı ilişkileri veya Avrupa batı Merkezli Düşünce Sistemi ve Biz

Bakan Uraloğlu Kars Iğdır Aralık Dilucu Demiryolu Hattı bölgesel barışı pekiştirecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu Iğdır’da Çiçeklerle Karşılandı

Tarihi Bir Ana Şahitlik Edeceğiz: Demiryolu Hattının Temeli Atılıyor

KARPAT Vakfı, Bölgenin Tarihini Gün Yüzüne Çıkarıyor

Selçuk AKKOÇ, Göle ve Canibek yaylaları Turizme Açılmalı

Karslı Taekwondocular Şanlıurfa’dan Madalyalarla Döndü

Genel Başkanı Atıf Özbey, İsrail - İran Savaşı üzerine değerlendirmede bulundu.

Bahattin KASKANSOY; Sarıkamış Dönüşü Olmayan Yolculuktur

Köyünün kaderini değiştiren İlhan Koçulu.

TREND TRAVEL-TURKEY, Çeyrek Asırdır hezimet veriyor

Kars Ticaret Sanayi odası PTT A.Ş ile İndirimli Protokol Yapıldı.

İş İnsanı Davut Göktaş Babasının Cenaze Törenine yoğun ilgi

KARPAT Heyeti, Ali Babanın Kaz Çiftliğini Ziyaret Etti

Ardahanlı mahkûm Faruk Fatih Özer cezaevinde ölü bulundu

Yıldırım’ın 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü Konuşması

Gökhan Türkeş Öngel, Babasını Kaybetti

TEKİN Çitlerin Nikah Şahitliğini Ünlüler Yaptı

Yıldırım’ın 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlama Mesajı

Yıldırım’ın 23 Şubat 1921 Ardahan’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu Kutlama Mesajı

Yıldırım’ın Miraç Kandili Kutlama Mesajı

Bursa Kaısiad ‘Dan Kars Ardahan Ve Iğdır’a Yatırıma Devam

Yıldırım’ın 30 Ağustos 1922 Zafer Bayramı Kutlama Mesajı

ARDA-FED 21 Nisan’da Genel Kurul Yapacak

Genel Başkan İmdat ATABEY: "NEVRUZ" Baharın Uyanışıdır

Başkan İrfan KOÇ: “NEVRUZ” Dostluğa Kardeşliğe Açılan Kapıdır

Kars Ardahan Iğdır Tanıtım Günleri 15-18 Şubat’ta

Dr. Erdoğan YILDIRIM, Sarıkamış Şehitlerini Hep Anlatacağız

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 17 13 1 3 27 42
2.FENERBAHÇE A.Ş. 17 11 0 6 25 39
3.TRABZONSPOR A.Ş. 17 10 2 5 13 35
4.GÖZTEPE A.Ş. 17 9 3 5 12 32
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 17 8 4 5 8 29
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 17 6 4 7 2 25
7.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 17 6 6 5 9 23
8.KOCAELİSPOR 17 6 6 5 -2 23
9.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 17 6 6 5 -6 23
10.CORENDON ALANYASPOR 17 4 4 9 1 21
11.GENÇLERBİRLİĞİ 17 5 9 3 -3 18
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 17 4 7 6 -4 18
13.TÜMOSAN KONYASPOR 17 4 8 5 -8 17
14.KASIMPAŞA A.Ş. 17 3 8 6 -10 15
15.HESAP.COM ANTALYASPOR 17 4 10 3 -15 15
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 17 2 6 9 -17 15
17.İKAS EYÜPSPOR 17 3 10 4 -14 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 17 2 12 3 -18 9