Irmaklar Market

Dr.ALPER AKÇAM


ORMANLARIMIZ YANARKEN…

Canımız, ciğerimiz, güzel yurdumuzun doğa güzellikleri, yağan karlarımızın, yağmurlarımızın, tarlalardaki, bostanlardaki yüzlerce çeşit dünya tatlarımızın, kırlarımızdaki kendi başına açıp solarak hayatı güzelleştiren çiçeklerimizin,


Canımız, ciğerimiz, güzel yurdumuzun doğa güzellikleri, yağan karlarımızın, yağmurlarımızın, tarlalardaki, bostanlardaki yüzlerce çeşit dünya tatlarımızın, kırlarımızdaki kendi başına açıp solarak hayatı güzelleştiren çiçeklerimizin, bereketimizin, soframızdaki ekmeğimizin sigortası, binlerce ayrı türde canlının barınağı, büyük şairimizin “Bir ağaç gibi tek ve hür / bir orman gibi kardeşçesine!” diyerek kültür tarihimize armağan ettiği şiirimizin bayrağı ormanlarımız yanıyor. Ege’de, Akdeniz Bölgesi’nde arka arkaya yüzlerce orman yangını çıktı, binlerce hektar orman alanı, milyonlarca canlı yanıp kavruldu.

Neresinden baksan ayrı bir dert, ayrı bir hikâye, ayrı bir ihanetin sayfalarını okuyoruz ormanlarımız yanarken.

Ormanlarımız yanarken memleketin varını yoğunu özelleştirerek talana açan bir iktidar anlayışının bize verdiği zararların en büyüğünü açıkça görüyoruz. İzmir Valisi Süleyman Elban, çevredeki yangınların elektrik iletim hatlarından kaynaklanmış olduğunu açıkladı. İzmir ve çevresinin elektriğini de özel bir şirket sağlıyor. Bu şirket yıllardır avuç avuç para topluyor tüketiciden ve beş kuruş bile vergi vermemiş. Bir kuruş yatırım yapmamış elektrik iletim hatlarına. Bu hatların geçtiği yerlerdeki orman alanları ve yanabilecek artıklar temizlenmemiş. Memleketi yöneten anlayış en güzel ormanlarımız yanarken kendimi ele veriyor. Para kazananlara, müteahhitlere, özelleştirmelerde memleket malını yağmalayanlara, devlet garantili dış kredilerle beş kuruş para harcamadan köprüler, otoyollar, şehir hastaneleri kuranlara vergi yok; etek etek geçiş garantisi var, hasta garantisi var, teşvik var… Emekliye, emekçiye, orman yangınlarına karşı önlem almaya gelince de para yok!

Ormanlarımız yanarken söndürme uçaklarının yetersizliği çıkıyor ortaya. Her alanda olduğu gibi burada da, kamu gücü geriye itiliyor, bir zamanlar uçak üretmiş Türk Hava Kurumu’nun uçakları hangarlarda çürütülürken, bakan ağızlarıyla aşağılanıp karalanırken ve söndürme çalışmalarından uzak tutulurken, benzer uçaklar dışarıdan kiralanıyor, yine aracılar, bezirgânlar kazanıyor.  

Ormanlarımız yanarken ülkeyi yönetenlerin bütün bunların sorumlusu kendileri değilmiş gibi, halkoyuyla seçilmiş yerel yönetimlere yargı eliyle yürütülen kumpaslarını, masum insanların yüzlerce polis aracıyla, şafak baskınlarıyla evlerinden yaka paça çıkarılışlarının, derdest edilip götürülüşlerinin önceden planlanmış senaryolar eşliğinde çekilmiş filmlerini izliyoruz. Kamu desteğinden yoksun bırakılmış muhalif belediyeler kendi olanaklarıyla bir şeyler yapmaya kalktıklarında da engel olunduğunu duyuyor, ekranlarda izliyoruz. İzmir BB Belediye Başkanı, yangın söndürme uçağı alabilmek için izin istediklerini, bakanlıktan gerekli onayın çıkmadığını söylüyor. Ormanlarımız yanarken o da otursun iktidarın atadığı sayın savcılarımızın kendisini ne zaman sıraya alacağını, ne zaman kapısına polis araçları dayanacağını beklesin. Günümüzde adaletini yitirmiş hukuk anlayışını izlerken, bir zamanlar cemaat ve tarikatlar eliyle hak etmeyenlere dağıtılmış üniversite giriş sınav soruları, devlet memuru alım ve atamalarında her gün ayrı bir rezaletini izlediğimiz, seçimlerden önce kaldırılacağına dair söz verilip bir türlü yerine getirilmemiş “mülakat”lar geliyor nedense aklıma…

Ormanlarımız yanarken dünyada eşi benzeri bulunmayan, altı yemyeşil çimen çiçek, dünyanın en zengin kır çiçeği florasına sahip, Kafkas Arısı’nın yurdu, yanmayan tek orman cinsi olan Pinus Silvestris (Sarıçam türü) alanlarının nasıl mütahhitlere peşkeş çekilerek, kaçak kesimlere göz yumularak tahrip edilmiş olduğunu görüyor, içimden kan ağlıyorum. Eskisi gibi tek tek işaretlenerek, orman gelişmesine engel ağaçların temizlenmesi esasına dayalı olarak yapılmıyor kesimler. Ağaç tüccarlarına bölge bölge satılıyor. Ormanlar birer doğa zenginliği, geçim kaynaklarının baş tacı olarak görülmüyor, “İşletme” anlayışıyla yok ediliyor. Hay batsın o işletmeleriniz! Altın arayan beyzadelerin, yabancı tekellerin kestiği, tıraşlayıp yok ettiği, petrol tacirlerine malikane yapımı için kıyılmış güzel ormanlarımız da ayrı bir hikâye…

Ormanlar yanarken ve yok edilirken, evimin arkasında kendi ellerimle kurduğum çamlığın çiçekleri üstünde otururken, çocukluğumun, gençliğimin atlı orman muhafaza memurları “Bakıcı”lar geliyor belleğime. İçim hüzün doluyor. Onlar birer vatan görevlisiydi. Atlarıyla orman orman gezerler, kaçak kesim yapanları öküzüyle, arabasıyla birlikte yedi emine çekerler, adli makamlara suç duyurusu yaparlar, mal otarmak için ormana girmiş biz çocuklara bile göz açtırmazlardı. Kamu adına koruyuculuk yaparken köylüler tarafından da büyük bir saygınlıkla anılırlardı. Onlarca yıl önce, köylülerimin konuşmalarından adları aklımda kalmış nice dürüst, yurt sevdalısı orman memuru adı vardır belleğimde. “Bakıcı”lar, ormanlık bölgelerde yapılmış “Bakımevleri”ndeki lojmanlarda kalırlar, gece gündüz orman kontrolüne çıkarlardı. O orman bakımevleri yok edildi, köyümün hemen yanı başındaki Tulumba ve Kamberin Çayırı bölgelerindeki sarı badanalı o güzel yapılar yok artık. O orman muhafaza memurları merkeze çekildi, keyfince otomobile atlayıp asfalt gezintileri yapan birilerine dönüştürüldü. Ellerine makbuz verilmiş bu şahısların; kaçak kesim gördüklerinde vicdanlarına kalmış para cezaları kesip devlete para kazandırıyorlarmış. Kaçak kesimi yapan da o ödediği cezayı kat kat aşacak yeni kesimlere yöneliyormuş doğal olarak. Her yerde olduğu gibi orada da partizanlık, yandaşa iş mantığı geçerliymiş. Bu makbuzculardan birisinin okuryazarlığı bile olmadığını, ceza bile kesemediğini söyledi bana dertlerini açan duyarlı, bilinçli ve yurtsever bir köylüm…

Evime birkaç ahşap işi yaptırdığım ustam, her gün orman kaçakçılarının kendisini arayarak kaçak ağaç satmak istediklerini söylüyor.

Ormanlarımız yanarken içimiz kan ağlıyor. Yönetim zaafları, yurda ihanet, pervasızlık, gaddarlık filtik filtik dökülüyor, partizanlıklar, çıkar hesapları ortalığa saçılıyor…

Ormanlarımız yanarken halkımız ve gençliğimiz de uyanıyor bir yandan. Gün geçirmeden ülkenin aydınlık geleceği için, adalet için güçlerimizi birleştirmeli, ormanlarımızın hakkınca korunacağı, ekmeğimizin ve özgürlüğümüzün çalınmayacağı bir örgütlülük içine girmeli, davranışa geçmeliyiz.

Bir yandan adaletsizliklere karşı mücadele direnirken, bir yandan da ormanlarımızı, ekmek ve güzellik kapılarımızı biz savunmak zorundayız. Çevre kirliliği ile, doğa yıkımı ile el ele kol kola girerek mücadele etmeliyiz.

Gününüz aydın olsun değerli dostlar…

 

05 Temmuz 2025, Alper Akçam 

 ORMAN....jpg

Selçuk AKKOÇ, Göle ve Canibek yaylaları Turizme Açılmalı

Karslı Taekwondocular Şanlıurfa’dan Madalyalarla Döndü

Genel Başkanı Atıf Özbey, İsrail - İran Savaşı üzerine değerlendirmede bulundu.

Kars'ta Ekonomik İş Birliği Rüzgarı Esti

Kars'ta Azerbaycan Bağımsızlık Günü kutlandı

Çinli Yatırımcı Zhang Dalin’den Kars’a Ziyaret

Demiral ve Koç, Bölgesel İş Birliği İçin Ankara’da Bir Araya Geldi

Azerbaycan'ın Umum Milli Lideri Haydar Aliyev doğum günü'nde Kars'ta Anıldı

Kars’ta Mart Ayı Yolcu Trafiği Açıklandı

Ticaret Oda Başkanı Kadir Bozan Ziyaret Etti

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2