24. Ulusal Göle Kültür ve Kaşar Festivali öncesi açıklam yapan ADM Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Adem TOPRAK, gurbetle sılayı buluşturan festival barışa kardeşliğe vesile olsun dedi.
Göle festivalinin yapilmasinda emeği geçen tertip komitesine tesekkür eden ADM Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Adem Toprak, Güneşin ilk doğduğu topraklarda Güneş doğmadan uyanan emekçi kadınlarımıza selam olsun diyerek dogduğu baba ocagına duygularını şöyle açıkladı.
Göle’ye yolu düşen bilir; sabahın serinliğinde dağlardan inen rüzgârın taşıdığı o temiz kokuyu… Süt kokar bu hava. Toprağın, otun, hayvanın ve emeğin kokusudur bu. Göle, sadece bir coğrafi bölge değil, aynı zamanda üretimin, alın terinin ve sadeliğin adıdır.
Ve işte tam da bu yüzden, Göle Kaşar Festivali her yıl bir festivalden öte bir buluşmadır. Üreticiyle tüketicinin, şehirle köyün, geçmişle geleceğin el sıkıştığı bir andır.
Göle kaşarı sıradan bir peynir değildir. O, yaylada otlayan hayvanın doğallığını, yörük kadının sabahın köründe sağdığı sütün saflığını, tandır başında sabırla bekleyen ustanın el emeğini içinde barındırır. Onu diğerlerinden ayıran yalnızca tadı değil; hikâyesidir, karakteridir, kimliğidir.
Bu topraklarda üretmek kolay değil. Soğuğu sert, yolu uzak, şartları ağır. Ama belki de bu zorluklar sayesinde değeri büyüyor Göle kaşarının. Çünkü zorlukla yoğrulan her ürün, içinde biraz daha fazla insan taşıyor.
Kaşar Festivali, sadece bir ürünün tanıtımı değildir. Göle’nin kendini anlatma biçimidir. Bugün burada kurulan her stant, geçmişin birikimini; dinlenen her türkü, göç yolculuklarının izini taşır. Çocuklar balon peşinde koşarken, büyükler kaşarın eski tadını konuşur; gençler ise yöresel değerlerin nasıl korunacağını tartışır.
Bu festival bir köprüdür:
Geçmiş ile gelecek arasında.
Tüketim ile üretim arasında.
Merkez ile taşra arasında.
Ve tam da bu yüzden anlamlıdır. Çünkü bu köprüyü her yıl yeniden kurmak, sadece peyniri değil, beraberliği de mayalamaktır. Aynı sofrada buluşmak, farklı şehirlerden gelen insanlarla aynı ürünü takdir edebilmek; bu bir lezzet meselesi değil, bir aidiyet meselesidir.
Göle Kaşar Festivali’nin her geçen yıl daha da büyümesi, yöresel üretimin ulusal değer hâline gelmesinin canlı örneğidir. Bu başarı yalnızca üreticinin değil; inananın, destekleyenin, tanıtanın da başarısıdır.
Belki çok uluslu market zincirlerinde bir dilim yer bulmaz Göle kaşarı…
Ama o, dedemizin kahvaltısında vardı.
Babamızın sofrasındaydı.
Ve bizim çocukluğumuzun tadıydı.
Bugün o tadı yaşatmak, sadece bir ürün değil, bir kültür mirasını geleceğe aktarmaktır.
Göle halkını, üreticisini, festivalin düzenlenmesine emek veren herkesi içtenlikle kutluyorum. Bu festival, bir peynire verilen değerden çok daha fazlası. Bu festival, bir kimliğin kutlamasıdır.
Turan AKTÜRK/İstanbul/Serhat Birikim